Bir sabah işe gitmek için evden çıkarken apartmanın arka bahçesinden zayıf bir miyavlama duydum. Ses o kadar cılızdı ki, başta bir kuş sanmıştım. Merakla sese doğru ilerlediğimde, bir çalının dibinde küçücük, titreyen bir yavru kediyle karşılaştım.
Gözleri hâlâ tam açılmamıştı, tüyleri ıslak ve kirliydi. Etrafta annesinden hiçbir iz yoktu. Muhtemelen terk edilmiş ya da annesi başına bir şey gelmişti. Minicik bedeniyle hayata tutunmaya çalışan bu yavruya kayıtsız kalamazdım.
Hemen eve koşup eski bir kutu, havlu ve biraz süt hazırladım. Ancak internetten araştırınca öğrendim ki, inek sütü yavru kediler için uygun değildi. Veterineri arayıp ne yapmam gerektiğini sordum. Bana en iyi çözümün bir süt anne bulmak olduğunu söyledi.
Umutla sosyal medyada paylaşım yaptım. Saatler içinde bir hayvansever dönüş yaptı. Kısa süre önce kendi yavrularını kaybeden bir dişi kedisinin hâlâ süt verdiğini ve başka yavruları da emzirdiğini söyledi. Hemen yavru kediyi alıp o kişiye gittim.
Dişi kedi, yavruyu kokladı, biraz etrafında döndü ve sonra onu yanına alarak emzirmeye başladı. Gözlerim doldu. Annesiz kalmış bir can, bir başka anne sayesinde yeniden umut bulmuştu.
Günler geçtikçe yavru kedinin durumu iyileşti. Tüyleri parladı, gözleri açıldı ve minik patileriyle oyun oynamaya başladı. Artık ismi “Umut”tu.
Umut, süt annesi ve onun sahibi sayesinde hayata tutundu. Ben de sık sık ziyaret edip büyümesini izledim. O küçücük canın hayata dönüşünü görmek, bana da umut verdi.
Bu olay, sokak hayvanlarının ne kadar savunmasız olduğunu ve küçük bir yardımın bile bir canı kurtarabileceğini bir kez daha gösterdi. Biraz ilgi, biraz sevgi, bir can için her şeyi değiştirebilir.
